Siteplus

ÖĞRENEN KAMERALAR İLE AKILLI ÇÖZÜMLER

İnsan beyninin algılayıp yorumladığı veri türleri arasından görsel veri en ön sırada yer alıyor. Yaşamımızı yönlendiren bu verinin yeni nesil teknolojiler için de önemli bir kaynağa dönüşmesi kaçınılmaz. Yapay zekâ ile birleşen görüntü işleme teknolojisi dünya çapında ilgi gören, yatırım olanakları ile dikkat çeken, yeni girişimlere ve gelişmelere açık bir alan olarak göze çarpıyor.

Siteplus’nın akıllı güvenlik çözümlerinde birlikte çalıştığı Nexizon’un kurucu ortaklarından Berkehan Türk ile görüntü işleme teknolojisini, bu teknolojiye yönelik küresel pazarın durumunu ve start-up bir şirket olmanın inceliklerini konuştuk.

Kendinizden ve Nexizon’un kuruluş yolculuğundan bahseder misiniz?

İsmim Berkehan Türk, Nexizon’un kurucu ortaklarındanım. Hacettepe Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği mezunuyum. Bilgisayar mühendisi olan arkadaşım Çağlar Uslu ile birlikte bu proje fikrini oluşturduk. Fikrin doğuşu pandemi koşullarına dayanıyor. Biliyorsunuz pandemide bir anda, hiç beklemediğimiz bir şekilde “maske takalım, sosyal mesafeye dikkat edelim” gibi hassasiyetler ortaya çıktı. Biz de kamera görüntülerinden maske, sosyal mesafe, hijyen takibi gibi bir şey yapabilir miyiz, diyerek başladık. Onu yaptığımızda pazarı araştırdık. Bir iş fikri, modeli olabilir mi, diye düşünerek projeyi yaparken pazarı da araştırdık. Herkesin tam da bunu denetlemek ve kontrol altına almak istediğini fark ettik. Araştırmamıza devam ederken şunu gördük: Bu tarz görüntü işleme, yapay zekâ modellerini yapanların çoğu işletmelere kendi donanımını da satmak istiyor. Yani “benim bir tane kameram var, sen bu kamerayı satın al, şuraya koy ve buradaki maskeyi, sosyal mesafeyi takip etsin” diyorla. Biz bunu kamera satmadan yapabilir miyiz, diye düşündük. Yani mevcut güvenlik kameralarına yapay zekâ modellerini entegre edebilir miyiz? Bu fikri yavaş yavaş olgunlaştırdık, denedik, olduğunu gördük. En başta birkaç restoran ve otele gittik. Böyle bir kontrol yaptıklarını belirtmelerinin itibarlarını artırabileceğini vurguladık. Gittiğimiz müşterilerden biri fikrimizi çok beğendi ve ilerleyen süreçte de yatırımcımız oldu. Böylece finansal olarak da bir motivasyon yakaladık. Sonra bunu sadece hijyen ve takip uygulaması olarak bırakmadık. İş sağlığı, iş güvenliği ekipmanlarının takibi, alan takibi, güvenlik bazlı uygulamalar, endüstriye yönelik kalite kontrol çözümleri gibi güvenlik kameraları ile yapılabilecek birçok alana uyarladık. Zaten mottomuzu da bu oluşturuyor. İnsanların gözle takip edebildiği şeyleri artık yapay zekâ görüntülerle takip edebilecek kadar gelişti ve biz de bunu yapıyoruz. Rutin olarak takip ettiğiniz şeyleri kameraya ve yapay zekâya öğretiyoruz. Onun takip etmesini sağlıyor ve hem zaman hem de maddi açıdan müşterilerimize kazanç sağlayacak bir iş modeli oluşturarak çalışmaya devam ediyoruz.

Siteplus ile birlikte çalışmaya nasıl başladınız? Çalışmanız neleri kapsıyor? 

Siteplus, ilk müşterimizdendir. Ben Hacettepe mezunu olduğumdan üniversitede Siteplus’ın ismini çok görmüştüm. Hem Siteplus’ın hem de bizim Ankara merkezli oluşumuz da bizi bir araya getirdi. Kendimizi tanıttık, birlikte neler yapabileceğimizi konuştuk. Daha az güvenlik personeliyle nasıl daha etkin bir güvenlik sağlanabileceğini, kaynakların daha efektif kullanılabileceğini değerlendirdik.

Siteplus ile yaptığımız çok yenilikçi çalışmalar var. Ama önce genel güvenlikte sunduğumuz sistemlerimizden bahsedeyim. Genel olarak sistemlerimizin içerdiği parametreler; insan takibi, alan takibi. Alan takibi dediğimizde o alan bir insan girdi mi? Girip çıkması, ayak basması sizin için bir alarm olmayabilir, ama 10 saniye bekledi mi? Kapıya çok yaklaştı mı? Kapıyı zorladı mı? Bunun araç bazlı takibinde; araç girdi mi, çıktı mı? Plaka okuma, yüz tanıma sistemlerinin bunlarla entegre olabilmesi gibi güvenliği kapsayan birçok uygulamamız var. Bunları Siteplus’ın müşterilerine bir iş birliği halinde sunuyoruz. Ayrıca Siteplus ile bazı kritik güvenlik noktalarında ayrı yapay zekâ modelleriyle güvenlik personelinin verimini de takip ediyoruz.

Bu ne demektir? Personel görev başındayken uyuyor mu veya personel devriyeye çıktığında, diyelim ki tur süresi ortalama 5 dakika, güvenlik kulübesinde 15-20 dakikayı geçen sürede kimse olmadığında kontrolsüz bir durum mu oluştu? Bazı riskli bölgelerde birden fazla kişi içeri girdiğinde, bu kişiler masa başında uzun süre ayakta beklediğinde, kameraları izlemediğinde uyarı almak istiyoruz gibi bize çeşitli parametreler verdiler. Şu anda Siteplus’ın alarm merkezinde bu tarz uyarıları ve alarmları çalıştırıyoruz. Bunun da yaptığı işe verdiği önemi göstermesi açısından Siteplus’ı öne çıkardığını düşünüyorum.

“Bir güvenlik personelinin önündeki 300-400 kamera görüntüsünü izlemesi ve bir şey olursa haber vermesi imkânsız. Siz istemediğiniz veya kaçınılmasını istediğiniz durumları yapay zekâya söylüyorsunuz, biz öğretiyoruz. Böylece bütün kameralarınızı yapay zekâmız izliyor ve öğrettiğimiz özel durumlarda alarm oluşturuyor.  Böylece 5 personelin yapabileceğini 1 personel ile çözerek maliyeti uygun hale getiriyoruz.” 

Kişisel verilerin korunması nasıl sağlanıyor?

Personel veriminin takibinde çalışanların bilgilendirilmesi ve aydınlatılması gerekiyor. Biz taslak metinlerimizi sunuyoruz. Genel yapılan takiplerde ise Nexizon hiçbir şekilde biyometrik veri işlemiyor. Bunun güvenlik kamerası kaydı tutmaktan çok bir farkı yok. Bir veriyi anonim hale getiriyoruz. Yani ben “Berkehan Türk’ü burada gördüm” demiyorum. “Ben burada bir insan gördüm, kayıtlarından ona gir bak” diyorum. Burada anonimleştirmemiz ve biyometrik işlemiyor oluşumuz kişisel verilerin korunumu açısından bir avantaj oluyor ve uygunluk sağlıyor.

Veriler bulut üzerinden mi depolanıyor?

İşletmenin tercihine göre veri depolaması yapılıyor. Türkiye’de bulut sistemi çok fazla tercih edilmiyor. Ama Nexizon’un bulut alt yapısı var. AWS ve Google Cloud platformuna tam entegre olarak çalışabiliyor. Türkiye’de firmalar daha çok lokal görüntü işleme seçeneklerini tercih ediyor, yani benim kendi network ağım içerisinden verilerim hiç çıkmasın diyor. Güvenlik kameralarını da orada tutuyor. Nexizon, NVIDIA tabanlı herhangi bir grafik işletim biriminde (GPU) algoritmasını çalıştırabiliyor. Bu da çok fazla bilgisayarı kapsıyor ve lokal ağdan çıkmasını istenmiyorsa o şekilde de veri işlemesini sağlayabiliyor. 

Nexizon’u diğer “akıllı asistan”lardan farklı kılan özellikler nelerdir?

Bizim öne çıkmak istediğimiz iki nokta var. Bunlardan birincisi; biz donanım satmıyoruz veya işletmeleri yüklü donanım değişikliklerine gerek bırakmak istemiyoruz. Mevcut donanımlarınızı, mevcut güvenlik kameralarınızı akıllandırabiliriz diyoruz. Güvenlik kameranız varsa, aamanında 50-100 dolarlık kamera takmışsınız onu değiştirmeyin. Yapay zekâ fonksiyonu olabilmesi için 2000 dolarlık kameraya gerek yok. Nexizon yazılımını kullanmaya başlayın ve kameranız ne olursa olsun biz akıllandıralım. Nexizon teknolojisini çalıştırmak için minimum veya maksimum olarak nitelendirebileceğimiz bir metrekare sınırı yok. Yalnız çok yüksek çözünürlüklü kameralar varsa onların açıları ile 50 metre, belki 100 metreye kadar analiz yapabiliyoruz. Ama bazılarının çözünürlüğü çok düşük oluyor. Onlarda da uygulamamız sıkıntı olmadan çalışıyor. Ama örneğin oradaki analizlerimiz 20 metrede kalıyor. Yani bu noktadaki kısıtlar çalışmamızı engellemiyor, ama başarı oranımızı etkiliyor.

Biz mevcut kameraların donanımını değiştirmediğimiz ve ürünümüzün arkasında durarak sürekli bakımını, güncellemelerini karşıladığımız için ayrışıyoruz.

İkinci ayrıştığımız nokta ise; API teknolojisinde [Application Programming Interface - Uygulama Programlama Arayüzü]. API teknolojisini de bu teknolojilerle beraber sunarak farklı sistemlerle entegrasyonunu sağlayabiliyoruz. Mesela işletme “yangın alarmı çalınca güvenlik için bütün kapıları aç, aktif et” gibi bir teknoloji ile kendi içerisinde güvenliğini farklı firmalarla çalışarak belirli bir şekilde tasarlamıştır.  Ben ona diyorum ki güvenlik kameran da artık bir şeyleri takip edebilmeye başlasın. Böylece oradan ürettiği sinyalin diğer tüm yazılımlarınla haberleşmesini kolayca, tek satır kod olarak nitelendirebilelim. Böylece API ile Nexizon, bu teknolojilerle tam entegre çalışabiliyor.

Teknoloji her alanıyla kompakt hale geliyor. Biz de buna ayak uydurmaya çalışıyoruz. Sen kameralarını izliyorsun, alarmlarını zaten takip ediyorsun. O sistemine tek bir satır kod daha ekle, artık kameraların akıllı olsun, yapay zekâları izlemeye başlasın, alarm durumunda senin önüne bir pop-up çıkarsın, bildirim çıkarsın. Yani sadece kendi ürünümü dashboard’umu vermekten ziyade bu şekilde bir API sağlayıcılığı da yapıyorum. Bu noktada da önemli bir fark yarattığımızı düşünüyorum.

Siz o zaman ara yüzünüze de güveniyorsunuz. Basitleştirilmiş bir ara yüzünüz mü var?

Kameranın markasından, modelinden, çözünürlüğünden bağımsız, pazardaki %95 oranındaki kamerayı kapsıyoruz. Özelliklerden, parametrelerden birkaçını girmeniz ondan sonra enter’a basıp hangi özelliklerle akıllandırmak istiyorsanız o özelliklerle akıllandırabilirsiniz. Sıradan, herhangi bir kameranızı akıllı kamera yapan bir ara yüzden söz ediyorum.

Güvenlik sektörü dışından bir örnek verebilir misiniz?

Örneğin bir yemek firmasında bone takılıyor mu? Onu üst müdür istediği zaman girip görüntüleyebiliyor, alarmları alabiliyor. “10 kişiden 8’i bone takmıyorsa bana uyarı ver, hijyen açığı vardır.” diye belirli trashhold’lar koyabiliyor. O parametreleri kendisi seçip, bunu hem analiz olarak alabiliyor hem de ihlal durumlarını görüntüleyebiliyor.

Son olarak Nexizon gibi startup’lara, genç girişimcilere tavsiyelerinizi alabilir miyiz?

Ekip çok önemli bu işlerde. Çünkü startup kurumsal bir sabah 8 akşam 5 firması değil. Biz yeri geliyor sabaha kadar beraber çalışıyoruz. Hep o kişilerle birlikte geçen hareketli, zor bir hayatımız var ve o zorluğu azaltacak ekip arkadaşları bulmanız gerekiyor. Startup’ın bir sosyal tarafı vardır. İnsanların yüzünü gördüğü kişinin diyaloğu iyi kurması, derdini iyi anlatması gerekir. Bizim ekipte bu kişi benim. Girişimcilik ile çok iç içeydim. Üniversite hayatımda çok uğraştım. Etkinliklere gittim, etkinlikler düzenledim, topluluk başkanlığı yaptım. Ekip yönetimini, birileriyle tanışmayı, farklı dili konuştuğun insanlarla diyalog kurmayı, derdini iyi anlatmayı öğrendim. Bir de bu dert anlatmayı bilgisayarlarla çok iyi başaran kişi olması gerekiyor. O da Çağlar, güzel sistem geliştirebilen, bunu takip edebilen ve sürdürülebilir hale getiren kişi.

Ayrıca bir startup’ta başarılı olmak istiyorsanız B planı düşünmemeniz gerekiyor. Biz bu işe odaklanabilmek için çok teklif reddettik, fırsatları teptik. Bence şu çok yanlış bir düşünce: Bir girişeyim, 5-6 ay baktım satamadım, zaten teklif var şu kurumsala giderim. Bütün B planlarını öldürmeniz gerekiyor kafanızda. “Tek işim bu, bunu yapmak zorundayım” diyerek sadece buna odaklanmanız gerekiyor. Bu yaklaşım büyük bir avantaj olacaktır.

(Bu röportaj Artı Dergi’nin 8. sayısında yayımlanmıştır.)